18 Ekim 2011 Salı

Maraton ve Panaroma...

Malum her yıl İstanbul'da Avrasya Maratonu düzenleniyor.Bu yıl 33. düzenlendi.Yaklaşık 24 yıldır İstanbullu olaraktan ben,daha bu yıl ilk defa katıldım.Ne acayip dimi ama insan elindekinin kuymetini pek bilemiyor ki...

Maraton pazar günleri oluyor.Bende geçen gün Tv de duydum bu pazar olacağını...Değişik atraksiyonlar arayan birisi olarak cumartesi-nerden aklıma geldi bilmiyorum- maratona gitme hissi oluştu üzerimde.Hemen bizim yakın dostlarımdan olan Arif'i aradım gidelim mi diye olur kanka gideriz deyince bir heyecan oluşurcasına gitme kararı aldım maratona.Hem ilk defa da olsa katılmalıydık dimi?Mete'yi de aradım tam kesin bir cevap vermedi.Ardından Kütahya'dan bir arkadaş aradı Ufuk gitcek misin maratona diye.Bende evet deyince bizde gelmeyi düşünüyoruz dedi.Buyrun gelin cevabumla birlikye hemen biletleri aldılar ve pazar sabahına burda oldular...Süheyla,Hacer ve Fatma...Sabah gittik Arif'le ilk önce Haydarpaşa Garından aldık Hacerleri ve ardından Simit sarayında Güzel bir kahvaltıdan sonra ver elini Altunizade...

Havanın yağışlı olmasına aldırış etmeden gelen yüzbinlerce insan...Hemde her çeşitinden.Ne yalan söyliyeyim daha önce bu kadar çoşkulu ve renk cümbüşü biyer görmedim.Herkesin renk renk eşofmnları,bi yandan gelen ekipler,Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen kulüp ve dernekler,engelliler,sporcular,bürokrasi anlıyacağınız her çeşit insan....

Bu kadar senedir İstanbuldayım Arabayla sayısız kere geçtim Köprüden ama İlk defa yürüyerek geçtim.Hele Fatma ile Sufi(Süheyla) ilk defa geçtiler köprüden.Onlar için ayrı bir heyecan olsa gerek...Tabi bakmayın maraton dediğimize koşmadık :) maksat köprüde fotomuz olsun :) Her ne kadar yağmur olsada yeteri kadar çektik fotoğraf,erdik yani muradımıza :)

Ne kadar yürüdük ölçmedim ama İstanbul'u bilenler için şöyle söylim Altunizadeden Eminönüye kadar...Baya uzun mesafe dimi?Aslında Beşiktal İnönü Stadyumunda bitti yürüyüş ama Maraton yüzünden kilitlenen İstanbul Trafiğiğ yüzünden ne trenvay nede otobüs çalışıyordu avrupa yakasında...Düşünün kabataş-Zeytinburnu trenvayı bile çalışmıyordu ne alakaysa artık maratonla...



                                          İBB Başkanı Dr.Kadir Topbaş Maraton Startı verirken

Fatma,Hacer ve Sufi yoruldular ama değdi dediler maraton için.Malum taa Kütahya'dan kalkıp geldi onlar...Maraton bittikten sonra akşama kadar zamanı olan misafirleriniz içinb bir uıfak gezi programı düzenledik Arifle...Hacer ve Fatma'nın tarih okuyor olmaları munasebetiyle İstnabul'un bana göre enİlginç ve güzel müzesi olan Panaroma 1453 müzesine götürme fikri olutu beynimde...Arif'in de hiç gitmemesi dolasıyla attım bu fikjri ortaya...Tabi daha önce hiç duymadıkları bu müzenin ne olduğunu sorduklarında Maratondan bile daha güzel olguğunu söyleyince tamam gidelim dediler...

Saat 3'trenvay seferlerinin başlamasıyla atlatık trenvaya ve gittik topkapı ve ardından Panaroma müzesi...Girşi gayet normal olan bu müzenin içerini merak eden Fatma ve Hacer içeri girdiklerinde şoka uğradılar...Aslında gayet normal çünkü kendimden biliyorum 2 defa gitmemem rağmen bende şoka uğruyorum...İnsan kendini savaşın ortasında buluyor çünkü...Mukemmel bir santsal işçilik ve düşünce var  muzede...Burda her nekadar anlatsakta ne kadar resimlerini göstersekte gidip görmeden anlasışmaz bir müze Panaroma...Gerçekten gidip bir görün derim...


                                         
                                                Panaroma 1453 Müzesinin Bir Bölümünden Resim
Bu arada Dünyada yaklaşık 30 tane panaromik müze bulunmakta ama Türkiye'de bir ilk olan bu Müze gibisinin olmadığını herkes söylemekte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder